Başlangıçlarda heyecan uyandıran ve motivasyon sağlayan temel neden, yeni bir hayat fırsatının varlığıdır. Yeni bir işe başladığımızda veya yer değiştirdiğimizde, hayatın bize sunduğu bu beyaz sayfayı en iyi şekilde değerlendirmek isteriz. Uygarlıkların başlangıcından beri çeşitli ritüellerle desteklenen yeni yıl dönemleri, değişim isteğimizi hayata geçirmek için en uygun zaman olarak kabul edilir. Aralık ayında uzun maddeli listeler hazırlar, sözler verir, dilekler tutar ve büyük bir hevesle yeni yılı bekleriz. Ancak, yeni yıl kararları genellikle hayal kırıklıklarına dönüşür. Verilere göre bu kararların yalnızca %20’si üç ay sonunda sürdürülebilir.Haklı olarak sorulabilir, bunun nedeni nedir?

Hedefleri genel bir düzlemde ele almak, ulaşılmasını zorlaştırabilmektedir. Temel hedefi parçalara ayırmak ve adımlarla detaylandırmak önemlidir. Somut ve parçalanmış hedefler, ulaşılabilirliklerini artırarak tatmin duygusunu yükseltir. Adımların objektif bir şekilde neden istendiği, ne zaman istendiği veya onlara nasıl ulaşabileceği yönünden detaylandırmak kıymetlidir. Bununla birlikte bireyin kendi hedeflerini belirlemesi ve bu hedefleri başkalarıyla karşılaştırmaması, ulaşmayı daha kolay hale getirir. Çünkü hedef, kişinin kendi değişimine yöneliktir ve birey yalnızca kendi davranışlarını değiştirebilir. Başkalarının etkisiyle alınan kararların sürekliğini sağlamak ise daha zor olabilir. Listedeki maddelerin miktarı da önemlidir, alınan kararların sayısı arttıkça bir çeşit performans kaygısı olabilmektedir. Az ama detaylandırılmış hedefler belirlemek ve her seferinde tek hedef üzerine yoğunlaşmak başarıyı arttırmaktadır. Rahatsızlık duyulan başka bir sıkıntıdan kaçış için mi yoksa gerçekten arzulandığı için mi bu hedefin belirlendiği objektif değerlendirmelerden içsel olarak geçmelidir. Hedefin yalnızca hazsal temelli olduğu durumlarda, hazza ulaşmak için gereken çabayı düşünmenin eylemsizlik içine sokabileceği gerçeği gözden kaçırılmamalıdır. Bunun çözümü için tamamen iradeye güvenmek yapılabilecek en büyük hatalardan biridir. Çünkü irade, zannedildiği gibi tükenmeden sürdürülebilecek bir güdü değildir. İçsel motivasyonun olmadığı durumlarda irade oldukça genel geçer bir süreç izler. Hedeflere giden yol düşüşlerle ve yükselişlerle doludur dolayısıyla içsel motivasyonun kaybedilmesi de oldukça yaygındır. Devam etme gücü bulunamayan zamanlar için önceden bir defter tutulması, kendini ve amacını hatırlamak için oldukça kullanışlı bir yöntemdir. Tüm bunların sağlanması durumunda dahi istenen sonuç alınamayabilir. Bir yılın uzunluğu düşünüldüğünde, kişisel değişiklikler ve gerçek arzuların belirlenen hedeflerle örtüşmediği durumlar ortaya çıkabilir. Böyle durumlarda hedeflerden vazgeçebilmek, esnek olabilmek gerekmektedir. 

Yeni yıl kararları hayal kırıklığına dönüşmek zorunda değildir. Değişim, her ne kadar kulağa heyecan verici gelse de, zordur. Bir alışkanlığı, düşünceyi veya davranışı değiştirmek zaman alır, bu süreç içinde kendine karşı sabırlı ve nazik olmak gerekmektedir. Bir yarış içinde olunmadığını unutmamak gerekir, bazen yalnızca doğru hedef seçilememiş veya süreç doğru yönetilememiş olabilir. Başarı denilen olgu ulaşılan hedef değil o süreçte yaşadığımız dönüşümlerdir.

Psk. A. Burçe Elginoğlu